Geniş açı kaçla kaç arasında ?

Ilayda

New member
Geniş Açı: Bir Perspektif Hikayesi

Hepimizin bakış açısı farklıdır, değil mi? Bir olayın aynı şekilde iki farklı kişi tarafından nasıl farklı algılandığını gördüğümüzde, bu farkların ne kadar derin olabileceğini anlamak zor değil. Bu yazıda, size bir hikaye anlatacağım; geniş açı diye tabir ettiğimiz şeyin ne kadar önemli olduğunu ve aslında hepimizin biraz farklı bakış açılarından nasıl dersler çıkarabileceğimizi gösteren bir hikaye. Hepimizin farklı perspektiflere sahip olduğunu hatırlatan, çözüm odaklı ve empatik bir bakış açısını harmanlayan bir anlatı…

Geniş Açı Nedir?

Bir sabah, şehre yeni taşınan eski bir arkadaşımla buluşmak üzereydim. Uzun bir aradan sonra görüşecektik ve ikimiz de heyecanlıydık. Şehirde ilk kez gelip, her yeri keşfetmek isteyen birine rehberlik etmek nasıl bir şeydi, hep merak ederdim. Sabah saatlerinde, geniş bir parkın ortasında buluştuk. Park, çok güzel bir manzaraya sahipti; kuşların cıvıltısı, hafif rüzgarın yaprakları hışırdatması, ağaçların etrafında dans eden ışıklar… Harika bir sabah. Ancak benim arkadaşımla sohbetimizde, o an hiç beklemediğim bir şey oldu.

Arkadaşım, bir şeylere gözünü takmıştı, ama ben onu fark etmedim. Ben, çevremdeki güzellikleri ve etrafımdaki sakinliği görüyor, mutlu oluyordum. Ama o, parkın tam karşısındaki dağa bakıyordu, gözleri adeta derinlere dalmış gibiydi. Merak ettim. Ona doğru yürüdüm ve neden böyle derin derin bakıp durduğunu sordum. “Geniş açı,” dedi. “Geniş açı!” diye tekrar etti, şaşkın bir şekilde.

İki Farklı Bakış Açısı: Çözüm Odaklı ve Empatik Yaklaşımlar

Arkadaşımın söylediği bu tek kelime, hikayenin ilk dönüm noktasıydı. Çünkü "geniş açı", aslında sadece bir terim değil, bir bakış açısıydı. Çevremizdeki her şeyi, her insanı, her olayı farklı açılardan görmek ve ona göre hareket etmek gerekiyordu. O anda, birbirimizle konuşmaya başladıkça, geniş açıyı sadece bir görsel kavram olarak değil, hayatın her alanında bir perspektif biçimi olarak kullanmamız gerektiğini fark ettim.

Arkadaşım, daha çok çözüm odaklı bir yaklaşımı olan biriydi. O an parkta gözlemlediği şeyleri stratejik bir biçimde analiz ediyordu. Ona göre, geniş açı demek, sadece bir manzaraya bakmak değil, tüm durumu tüm yönleriyle anlamaktı. "Bak," dedi, "Burada bir sorun var. İnsanlar çoğu zaman dar bir açıdan bakarak çözümler üretmeye çalışıyorlar, ama asıl çözüm, olayın tüm boyutlarını görmekte yatıyor."

O an anladım ki, arkadaşımın bakış açısı daha çok strateji ve çözüm odaklıydı. Onun gözünde her şeyin bir amacı vardı ve her durumdan çıkarılacak dersler bulunmalıydı. "Bize öğretilen her şey dar bir açıdan bakmakla ilgili. İşin geniş açısını görmeliyiz," dedi ve gülümsedi.

Geniş Açıyı Hisseden Empatik Bir Perspektif

İçimden bu kadar analitik ve stratejik bir yaklaşımı hemen kabul etmek zor oluyordu. Benim bakış açım ise daha çok empatik ve ilişkisel bir yaklaşımı yansıtıyordu. Bir durumu geniş açıdan görmek, her zaman sadece çözüm aramak değil, aynı zamanda hissetmek ve başkalarını anlamak da olmalıydı. İşte o anda, bakış açılarımızın ne kadar farklı olduğunu fark ettim. Benim gözümde, "geniş açı", çevremizdeki her şeyin duygusal boyutunu anlamak, insanların yaşadığı anı takdir etmekti.

Bir süre sonra, arkadaşım ve ben parkta yürürken başka bir gruptan iki kişi gördük. Birisi başka birine bağırıyor, diğeri ise sessizce dinliyordu. “İşte,” dedim, “bak şu olaya. Dar bir açıdan bakıldığında, biri haklı, diğeri haksız görünüyor. Ama geniş açıdan bakarsak, belki de bağıran kişi içsel bir sıkıntıdan dolayı böyle davranıyordur.”

Arkadaşım başını sallayarak “Evet, ama yine de sonuç odaklı düşünmeliyiz,” dedi. “Her iki kişiye de nasıl yardımcı olabiliriz, bu önemli. Yani, sadece hissetmek değil, bir çözüm üretmek de lazım.”

Bu diyalog, çok kıymetliydi. O an fark ettim ki, her iki bakış açısı da birbirini tamamlıyordu. Empati ve çözüm üretme, aslında birbirinden ayrı değil, bir bütünün parçalarıydı.

Geniş Açıyı Nerede ve Ne Zaman Kullanmalıyız?

Hikayemin bir noktada, sabah yürüyüşümüzde dönüşe geçmeye başladık. O an, geniş açıyı hayatta nasıl daha doğru kullanabileceğimize dair bir içgörü kazanmıştım. Geniş açı, sadece fiziksel bir görüş mesafesi değil, zihinsel ve duygusal bir yaklaşım biçimiydi. Bu bakış açısını hem iş hayatımıza hem de kişisel ilişkilerimize nasıl adapte edebiliriz?

Erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik bakış açıları, genellikle hızlı sonuçlar almaya ve problemlere çözüm bulmaya yöneliktir. Ancak bu bakış açısının dar bir açıdan bakma riski vardır. Kadınlar ise, empatik ve ilişkisel bakış açılarıyla genellikle başkalarının duygularını anlama ve insana odaklanma eğilimindedir. Bu bakış açılarının her biri, kendi içinde son derece değerli olsa da, aslında birbirini dengeleyecek ve güçlendirecek biçimde kullanılabilir. Geniş açı, bu iki bakış açısının birleşiminden doğar.

İş hayatında, bir projeye yaklaşırken geniş açıdan bakmak, sadece projeyi tamamlamaktan daha fazlasını gerektirir. İnsanların duygusal durumlarını, motivasyonlarını ve toplumsal etkilerini anlamak da önemlidir. İlişkilerde ise, başkalarının ihtiyaçlarına kulak vermek, sadece çözüm odaklı olmak değil, empati kurarak derinlemesine bir anlayış geliştirmek gerekir.

Sonuç: Geniş Açıda Her Şey Daha Net Görünür

Sonunda, parkın derinliklerinden bir nehir kenarına kadar yürüdük ve geniş açının gerçekten ne olduğunu daha net bir şekilde gördük. Hem stratejiye dayalı çözüm odaklı düşünce hem de empatik, insan odaklı anlayış bir araya geldiğinde, hayatta karşılaşılan her durumu daha net görebiliyorsunuz.

Bu yazının sonunda, geniş açıyı nasıl daha fazla kullanabileceğimizi, kendi bakış açılarını nasıl geliştirebileceğimizi sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Ve belki de en önemlisi, her bakış açısının bir yerlerde eksik olduğunu kabul etmek, bir adım geri atmak ve daha geniş bir perspektife sahip olmak… O zaman, hayatın güzellikleri, bir dağın tepe noktasından bile daha net görünür.