Boşanmada katılma payı nedir ?

Cansu

New member
Boşanmada Katılma Payı: Adalet mi, İstismar mı?

Selam forumdaşlar,

Bugün, oldukça tartışmalı bir konuya değinmek istiyorum: boşanma ve katılma payı. Hangi tarafın haklı olduğu, kimin daha fazla mağdur olduğu, neredeyse her boşanma davasında gündeme gelen bu mesele, günümüz hukuki sistemlerinde adaletin nasıl tecelli ettiğine dair ciddi sorular ortaya koyuyor. Katılma payı, özellikle eşlerin evlilik boyunca kazandığı mal varlıklarının bölüşülmesi noktasında büyük bir rol oynuyor. Ancak bu uygulamanın adaletli olup olmadığı ve gerçekten her iki tarafı eşit şekilde koruyup korumadığı konusunda ciddi şüphelerim var. Hem hukuki açıdan hem de toplumsal anlamda eleştirel bir bakış açısı getirmek istiyorum.

Katılma Payı: Hukuki Bir Kavram, Ama Gerçekten Adil mi?

Öncelikle katılma payını kısaca açıklamak gerekirse: Katılma payı, evlilik süresi boyunca edinilen malların, boşanma durumunda eşler arasında paylaşılmasını ifade eder. Türk Medeni Kanunu'na göre, eşler, evlilik süresince kazandıkları mal varlıklarını eşit olarak paylaşmak zorundadırlar. Yani, bir eşin evlilik boyunca kazandığı tüm mal varlığı, boşanma sırasında diğer eşle yarı yarıya paylaşılır.

Bu teorik olarak çok adil bir durum gibi gözükse de, gerçek hayatta bunun birçok sıkıntıyı beraberinde getirdiğini söyleyebilirim. Katılma payı uygulaması, özellikle kadın ve erkeklerin gelir düzeylerinin ve evlilik içindeki rollerinin çok farklı olduğu bir toplumda ne kadar geçerli ve adil olabilir? Bu sorunun yanıtı oldukça karmaşık.

Erkeklerin Stratejik Bakışı: Katılma Payı ve Eşitlik Algısı

Mesela, Ömer, orta halli bir iş adamıdır. Evliliği süresince yaptığı yatırımlar ve girişimlerle mal varlığını büyütmüş, ancak boşanma aşamasında katılma payı nedeniyle büyük bir finansal yük altına girmiştir. Ömer’in bakış açısına göre, katılma payı, evlilik boyunca çalışmış ve kendi gayretiyle varlık edinmiş birinin emeğini hiçe saymaktadır. Evet, karısı da evde çocuklarına bakmış, ev işlerini yapmış, ancak bu durum onun eşit katkı sağladığı anlamına gelmez. Ömer, boşanma sırasında karısının katılma payı almak için hiçbir katkı sağlamadığı mal varlıkları üzerinde hak talep etmesinin adaletli olmadığını düşünür.

Erkeklerin, boşanma süreçlerinde, katılma payının eşitlik ilkesini zedelediğini düşündüklerini söyleyebilirim. Birçok erkek, evlilik süresince kazandığı mal varlığının, yalnızca kendi emeğiyle edinildiğini savunur. Çünkü evde kalan eş, maddi olarak katkı sağlamamışsa, bu kazanımların paylaştırılmasının haksızlık olduğuna inanır.

Kadınların Empatik Bakışı: Katılma Payı ve Eşitlik Arayışı

Diğer tarafta ise, Elif var. Elif, uzun yıllar boyunca evde çocuklarını büyütmüş ve eşinin işine yardımcı olmuştur. Ancak boşanma anında, katılma payı üzerinden hak iddia etme durumunda olan Elif, adaletin bir başka yüzünü görmekte. O, yıllarca çalışmadığı ve ekonomik katkı sağlamadığı için kendini eksik hissetse de, buna rağmen boşanma aşamasında haklarının korunması gerektiğini savunur. Çünkü o, ev işlerine, çocuk bakmaya ve ailenin geleceğini inşa etmeye bir şekilde katkıda bulunmuştur. Evet, maddi kazanç sağlamak belki de onun sorumluluğunda değildi ama evin diğer işlerine sağladığı katkının göz ardı edilmesi de doğru değildir.

Kadınlar açısından katılma payı, çok daha fazla anlam taşır. Çoğu kadın, boşanma sırasında eşit bir paylaşımın kendilerini güvenceye alacağını ve geçmişte yaptığı fedakarlıkların karşılık bulacağını düşünür. Elif'in bakış açısına göre, katılma payı sadece mal varlıklarının paylaşımı değil, aynı zamanda kadınların evlilik içindeki emeğinin, çabalarının da takdir edilmesidir. Bu açıdan bakıldığında, katılma payı kadınlar için bir anlamda duygusal ve ekonomik adaletin bir simgesi olarak görülür.

Katılma Payının Zayıf Yönleri: Ne Kadar Adil?

Katılma payı uygulaması teorik olarak eşitlik ilkesine dayansa da, pratikte bu eşitliğin sağlanıp sağlanamadığı tartışmaya açıktır. Birçok boşanma davasında, özellikle evde kalan ve iş gücüne katılmayan eşler, katılma payını alırken, kazanç sağlayan eşin büyük çabaları göz ardı edilmektedir.

Ancak şunu da göz önünde bulundurmak gerekir: Katılma payı, her iki eşin evlilik sürecinde sağladığı katkıların eşit şekilde değerlendirilmesi için bir araçtır. Ama bazen bu paylaşımlar, evlilik içindeki güç dinamiklerinin ve kişisel emeğin ne kadar gözle görülür olduğuna dair ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Örneğin, eşlerin mal varlıklarını eşit şekilde bölüştürmek, her zaman duygusal ve toplumsal açıdan doğru olmayabilir. Evin içindeki emek, genellikle ölçülmesi zor olan bir kavramdır ve bunun tazmin edilmesi, sadece maddi katkılarla kıyaslanamaz.

Sonuç: Katılma Payı Hakkında Ne Düşünmeliyiz?

Katılma payı, hukuki açıdan oldukça anlamlı bir uygulama olabilir, ancak bu uygulamanın her durumda adaleti sağladığını söylemek pek mümkün değil. Zira boşanma sürecinde, bazen eşlerin yaptığı katkılar maddi olarak değerlendirilemeyecek kadar önemli ve değerli olabilir. Katılma payının, her iki tarafın katkılarını dengeleyen adil bir sistem olup olmadığı, hala tartışılması gereken bir konudur.

Forumdaşlar, sizce katılma payı, boşanmalarda gerçekten adil bir paylaşım sağlıyor mu? Kadınların ve erkeklerin katkıları arasında gerçekten eşitlik sağlanabiliyor mu? Yasal olarak katılma payı, duygusal adalet açısından her zaman doğru bir çözüm mü? Fikirlerinizi paylaşmak isterseniz, hep birlikte hararetli bir tartışma başlatabiliriz!